TÜRKİYE KENT KONSEYLERİ BİRLİĞİNDEN KAMUOYUNA DUYURULUR:
KENT KONSEYLERİ EYLEM PLANLARIYLA GÖREVE HAZIR!
Yaşadığımız coğrafyada tarih boyunca kayda geçirilmiş en yıkıcı depremlerden biri
olan, 11 İlde yaklaşık 15 Milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen Kahramanmaraş
Depreminin üzerinden yaklaşık iki ay geçti. Yaşanan afetin, yaralarının tam olarak
sarılması daha uzun yıllar gerektirecek vahim bir faciaya dönüşmesine sebep olan
şehircilik ve yapı kültürümüz, bilimsel bilgi ile kurduğumuz ilişki ve kurumsal
yapılanmanın eksiklikleri kuşkusuz kent konseylerinin bileşenleri olan uzmanlar ve
yetkililer tarafından da derinlemesine sorgulanacaktır. Bununla birlikte depremin tüm
yurtta, Marmara Depreminden bu yana görülen en büyük bilinç uyanışı ve farkındalık
etkisiyleMilletimizin varını yoğunu ortaya koyarak inşa ettiği bir dayanışma sürecini
başlatmış olması, buruk bir teselli niteliği taşımakta, afetlere dirençli kentler inşa
edebilmenin bu sivil gücü ortaklaştırmakta geçtiğine işaret etmektedir.
Depremin hemen sonrasında, dayanışmanı örgütleyen yapıların arasında tüm
bileşenleriyle kent konseylerini görmek umut vericidir. Kent Konseyleri tüm çalışma
grupları ve meclisleriyle başta büyükşehirlerde olmak üzere; depremzede
vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının tüm açık iletişim kanalları kullanılarak tespitinde ve
teyidinde, deprem bölgesine gidecek yardım malzemelerinin toplanmasında,
tasnifinde, sevk edilecek hale getirilmesinde, yerine eriştirilmesinde, başka illere
varan depremzedelerin ihtiyaçlarının tüm boyutlarıyla karşılanmasında çok önemli bir
potansiyeli harekete geçirmiştir. Tamamen gönüllü çabaların yönlendirilmesiyle
ortaya çıkan bu dayanışma gücü yaşadığımız felaketin tüm olumsuzluklarını ortadan
kaldıramayacak olsa da, afetlere hazırlık konusunda gerekli hazırlıkların
yapılmasında da önemli bir düşünsel kaldıraç etkisi oluşturabilir. Bu doğrultuda,
Türkiye Kent Konseyleri Birliğinin 13 yıllık birikimi içerisinde kent konseylerinin bu
alanda yakın gelecekte sağlayabileceği teknik, sivil, yönetsel katkılar da derlenmeye
başlanmıştır.
Bu çalışmalar, Birlik 14. Dönem Başkanlığının, Cumhuriyetimizin 100. Yılı vesilesiyle
Ankara Kent Konseyine devredilmesi sürecinde sistematik bir çaba olarak
geliştirilmiştir. Öncelikle 18 Mart 2023 tarihinde “deprem” temalı, Birlik üye ve
yönetiminin, kent konseylerinin bileşenlerinin, akademisyenlerin, depremzedelerin ve
kanaat önderlerinin katılımıyla “4:17” başlıklı bir günlük bir değerlendirme etkinliği
gerçekleştirilmiştir. Bu etkinlikte ve sonrasında geçen süre içinde Ankara Kent
Konseyi bileşenleri ile Birlik üyeleri ve yönetimi ile toplantılar gerçekleştirilerek, yazılı
olarak görüşler toplanarak kent konseylerinin afetlere hazırlıkta üstlenebilecekleri
görevler tüm boyutlarıyla ele alınmıştır. Oluşturulan bildiri taslağında kamuoyuna
sunulacak olan eylem ve öneriler Birlik Yönetimi tarafından onaylanarak siz basın
mensuplarımızın aracılığıyla kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır. Yapılan
değerlendirmede kent konseylerinin afetlere hazırlık, müdahale ve afet sonrası
yeniden yapılanma süreçlerinde aşağıdaönerilen görevlerde katkıda bulunabileceği
düşünülmektedir:
26 MADDELİK ÖNERİ KAPSAMI
1.Yaşadığımız deprem, afetlere hazırlıkta, bilimsel bilgi ışığında hareket eden iyi
örgütlenmiş katılımcı bir yaklaşımın sürekliliğinin kritik olduğunu göstermiştir. Bu
sebeple kent konseylerinin yerelde ve Türkiye genelinde afet ve iklim değişikliği
konularını gündemde tutacak ve her yıl toplanacak bir “Afet Şurası” toplanmasına
katkıda bulunması önemli bulunmuştur.
2.Kahramanmaraş Depremi sonrası Türkiye’deki tüm kent Konseylerinin Birlik
desteğiyle yapacakları ilk genel kurulu “Afet Temalı Genel Kurul” olarak yapmaları ve
etkin “afet çalışma grupları kurma” yönünde karar almaları önerilecektir.
3.Gönüllülerin afete hazırlanmasında, yerel afet politikalarının ele alınmasında ve sivil
toplum örgütlerinin dayanışma sürecinin örgütlenmesinde kent konseylerinin odak
noktası olarak tanınması için mevcut mevzuattaki afet planlama ve afet
kurumsallaşması içerisinde gerekli düzenlemelerin yapılması.
4.Toplanacak bu Afet Şuralarında önerilen çalışmaların kent konseyleri tarafından
“Afet Raporları” haline getirilmesi, ilgili belediye meclislerinde “değerlendirilmesi
zorunlu tavsiye kararı” olarak ele alınması ve kamuoyuna duyurulması bu konudaki
bilinç ve farkındalığın arttırılmasına ciddi katkılarda bulunacaktır.
5.Deprem bölgesine ulaştırılacak yardımların organizasyonunda kent konseylerinin
gösterdiği çaba, bu konuda afet öncesi bir hazırlık yapılabileceğini göstermektedir.
Tüm kent konseylerinin afetlere hazırlık çalışmalarının ve kaynakların listeleneceği,
bir “Kent Konseyleri Dijital Afet Rehberi”nin oluşturulması bu çabanın etkisini en üst
düzeye çıkarabilecektir.
6.Yaşanan afetlere karşı en önemli savunma aracı nitelikli bilgi, belge ve veri
saklanması ve bilimsel araçlarla değerlendirilmesidir. Bu değerlendirmelerin
sonuçlarının kamuoyunun bilinç düzeyini arttıracak yaklaşımlarla birleştirilmesi
önemlidir. Bu amaçla; konusunun uzmanı akademisyenlerin ve personelin desteği
sağlanarak kentteki tüm afetlerin bilgi, belge deneyimlerinin biriktirileceği, afet
konusunda farkındalık oluşturulacak nitelikli ve sürdürülebilir “Afet Arşiv ve
Müzeleri’nin” açılması düşünülebilir.
7.Afet süreçlerine önceden hazırlıklı olmak için, kent konseylerinin kendi aralarındaki
dayanışmanın kurumsallaştırılması gerekmektedir. Afet bölgesi ve yakınındaki kent
konseyleri ile afetten etkilenmeyenkent konseylerinin afet ve risk yönetimi temelinde
eşleştirildiği bir “Eşleştirme Programı” Birlik kolaylaştırıcılığında oluşturulması
gerekmektedir.
8.Yaşadığımız deprem, iletişim kanalları ve bu kanallardaki bilgilenme zorlukları
açısından da önemli dersler vermiştir. Afetlerde, kent konseylerinin de gözlemci
olarak izleyebilecekleri, “Sürdürülebilir GSM ve acil iletişim hatları altyapısı”
geliştirilmesi sağlanmalıdır.
9.Yine depremde kent konseylerinin desteğiyle, tüm iletişim ve sosyal medya
kanallarına yansıyan haber, ihtiyaç ve taleplerin anlık doğrulanmasını sağlayan, açık
veri kaynaklarını kent konseyi gönüllülerin çabalarıyla süzen bir “Afet Açık Veri Teyit
Platformunun” oluşturulması önerilmektedir.
10.Kent konseyleri bünyelerinde ciddi bir gönüllü kitlesi barındırmaktadır. Afet
bölgesinde ve yakınında, uzman kuruluşlardan eğitim alarak hazırlıklı hale getirilmiş,
kent konseyi gönüllüsü vatandaşlardan oluşan, sağlıklı saha verisine ulaşma ve teyit
amaçlıkent konseylerinin mevcut mahalle ve semt yapılanmalarından yararlanılması
önerilmektedir.
11.Yeniden yapılanma sürecinde uygulanacak planlama çalışmalarının ve
yapılaşmanın izlenmesi, denetlenmesi ve tasarım desteği sağlanması amacıyla kent
konseylerinin de desteğiyle bir “YenidenYapılanma Kitle Tasarım Platformu”
oluşturulmasıyeni yapı malzeme, teknik ve tasarım örneklerinin elde edilmesinde
büyük faydalar sağlayacaktır.
12.Deprem bölgesinin ölçeği ve etkilenen toplum kesiminin büyüklüğü
düşünüldüğünde, yeniden yapılanma sürecinin bölge ve yakınındaki kent
konseylerinin de katılımını öngören bir “bölgesel kalkınma paradigması” yaklaşımıyla
ve buna uygun bir kurumsallaşmayla gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesi yaşamsal
önemde görülmektedir.
13.Deprem bölgesinde kalıcı yaşam alanlarının oluşturulmasındaki aciliyet dikkate
alınmakla birlikte, yürütülecek tüm inşaat faaliyetlerinde başta bölgedeki kent
konseylerini de sürece katan “katılımcı, entegre, dirençlilik temelli ve sürdürülebilir
planlama yaklaşımlarının” benimsenmesi çok önemlidir.
14.Afete uğrayan bölgelerde, özellikle tarım ve ticaret alanındaki aile işletmelerinin ve
KOBİ’lerin lojistik, hammadde ve pazar sorunlarının çözülmesi için, kent konseyi
bileşeni meslek odalarının desteğiyle “Ekonomik Yeniden Yapılanma Destek
Programı” oluşturulması gerekmektedir. Bu program, öncelikli alım, üretim
dayanışması gibi faaliyetlerde önemli destekler sağlayabilir.
15.Afete uğrayan yerlerdeki kültürel ve doğal mirasın daha fazla zarar görmemesi,
hırsızlık, yağma gibi süreçlerle karşılaşmaması ve doğru koruma yaklaşımlarıyla ele
alınmaları için uzman kent konseyi gönüllülerinden oluşan “Kültürel ve Doğal Miras
Muhafızları” yaklaşımının hayata geçirilmesi önerilmektedir.
16.Yeni yaşam alanları oluşturulurken kentlerden geçici olarak ayrılmış
vatandaşlarımızın geri dönüşünü destekleyecek istihdam ve üretim politikaları
düşünülmeli, yerleşimlerde toplumsal yaşamın, kültürel çeşitliliğin, kent kültürünün ve
somut olmayan kültürel mirasının sürdürülebilirliği bölgedeki kent konseylerinin
birikimlerinden yararlanılarak sağlanmalıdır.
17.Yeniden yapılandırma çalışmalarında, kent kimliği ve kültürünün en önemli
unsurlarından olan “kent merkezlerinin planlanması ve inşasına” özel bir önem
verilmeli, yaşamayacak, bölge kültürüne uygun olmayan ticari alan oluşturma
yaklaşımlarından kaçınılmalı, kent konseyleri bu konuda gözlemci olmalıdır.
18.Geçici barınma alanlarının planlanması ve uygulanmasında, enkaz kaldırma ve
atık depolama çalışmalarında kent konseylerinin gözlemciliğindeuzun vadeli çevresel
etkiler düşünülerek planlı şekilde hareket edilmelidir. Su kaynaklarının, tarımsal
üretimin, ekosistemin zarar görmemesi için doğa tabanlı yaklaşımlar
benimsenmelidir.
19.Hasar tespit çalışmalarının şeffaf ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi, elde edilen
tüm sonuçların kamuoyunun erişebileceği şekilde ilanı ve etkin bilgilendirmelerde
bulunulabilmesi için merkezi idare ve yerel yönetimlerin etkin eşgüdümünün ve kent
konseylerinin gözetiminin sağlanması barınma hakkı ve can güvenliği açısından çok
önemlidir.
20.Ülkemizde yürürlükte bulunan yapı üretim ve denetim sürecinde, imar planı ve
yapılaşma koşullarından iskana kadar geçen tüm aşamalar e-devlet üzerinden tek bir
noktadan şeffaf bir şekilde izlenebilir hale getirilmeli, yapı denetim süreciyle yapının
oturduğu zemin analizi ilişkilendirilmelidir.
21.Deprem bölgesinde ve tüm Türkiye’de ortaya çıkan aşırı kira artışları ve
depremzedelere ev kiralanmaması gibi sorunlara anında müdahale edilerek önlem
alınmalı ve barınma sorunlarına acil çözüm bulunmalıdır. Bu konuda kent konseyi
bileşenlerinin örgütlü dayanışmasından yararlanılabilir.
22.Başta İstanbul olmak üzere afet riskini canlı şekilde yaşayan illerde barınma
hakkını garanti altına alırken, mülkiyet tekeli ve rant odaklı yaklaşımları denetim
altına alan yeni nesil bir kentsel dönüşüm anlayışını gerçekleştirecek yasal ve
yönetsel önlemler kent konseylerinin uzmanlık birikimi göz önünde bulundurularak
alınmalıdır.
23.Afet sonrasında ve yeniden yapılanma çalışmalarında özellikle kadınların
ihtiyaçları ve katılımı düşünülmeli, mekan tasarımında ve uygulamalarda güvenlik ve
dayanışma odaklı yaklaşımlar dikkate alınmalıdır.
24.Deprem bölgesindeki engelli yurttaşlarımızın yaşam koşulları daha da zorlaşmakla
kalmamış, enkaz altından kurtarılan pek çok vatandaşımız da yaralanmalar
sonrasında engelli duruma gelmiştir. Deprem bölgesindeki engellilerin hayatlarını
sürdürebilmesinde özel ekonomik ve toplumsal destek programları oluşturulmalı,
yeniden yapılandırılacak yaşam alanlarında engellilerin gündelik yaşamını dikkate
alan mimari ve kentsel tasarım uygulamaları yapılmalıdır.
25.Yeniden yapılanmada deprem bölgesindeki çocukların ve gençlerin katılımını
sağlayacak önlemler alınmalı, eğitsel ve gelişimsel kayıpların önlenmesi için kent
konseyleri ile iş birliği içinde yoğunlaştırılmış eğitsel ve psiko-sosyal destek
programları uygulanmalı, dayanışmayı güçlendirecek kültürel ve sanatsal etkinlikler
bölgedeki kültür ve sanat insanlarıyla birlikte sürdürülmelidir.
26.Deprem bölgesindeki sokak hayvanlarının yaşamlarının sürdürülebilmesi,
endemik bitki ve hayvan türlerinin zarar görmemesi, doğal yaşamı destekleyen
hassas ekosistemlerin ve sulak alanların korunabilmesi için kent konseyleriyle birlikte
eylem planları geliştirilmelidir.
Bu önerilerin ışığında; Türkiye Kent Konseyleri Birliği olarak afetlere dirençli ve
hazırlıklı, güvenli kentlerin oluşturulmasında kent konseylerinin birikimini bir araya
getirecek her türlü katkıya hazır olduğumuzu bildiririz.